Devrim’in başından beri siyasal alana taşınmak üzere biriktirdiği tartışma ve tezler, hareketin kuruluşuyla birlikte siyasal alana resmen taşınmış durumda. Devrim Hareketi, aynı adı taşıyan dergimizde şekillenen tezleri siyasete taşıyacak, siyasette sınayacak ve bunları siyasal düzlemde, emekçilerle birlikte örgütleyecek. Devrim’in çok özel bir sayısını okuyorsunuz. Bu sayı hem dergi olarak Devrim hem de onu var eden irade açısından özel bir uğrakta, özel bir misyonla çıkıyor. Yıl dönümleri önemlidir. Dergimizin bir yılı doldurması başlı başına önemli sayılmalıdır.…
“Yaşadığımız tüm sorunlar devrimcilerin yokluğunda, devrim fikri örgütlü hale gelmediğinde giderek derinleşiyor. Bu gidişatı durdurmak, geriletmek ve mevcut düzeni yıkmak derdindeyiz.” 12 Aralık’ta yazılı bir açıklamayla kuruluşunu ilan eden Devrim Hareketi’ne dair merak edilenleri hareketin sözcüsü Erçin Fırat’la konuştuk. İsterseniz klasik bir soru ile başlayalım: Devrim Hareketi hangi ihtiyaca yanıt vermek için yola çıkıyor ve neyi hedefliyor? İsminden de anlaşılacağı üzere devrim hedefini Türkiye’de tekrar ayakları üstüne basan, gerçek bir seçenek olarak ortaya koymak için yola çıkıyor.…
Düzen emekçileri ölüme terk edip bir de üzerine dalga geçerken devrimciler boş durmuyor. İktidarı ve muhalefetiyle düzen partileri ufuksuzlukta yarışırken devrimci gençler dayanışmayı örgütlüyor. “Üzücü haberler almaya devam ediyoruz. Elazığ depreminin acısı tazeyken bu kez merkez üssü İran olan deprem nedeniyle Van’da 9 yurttaş yaşamını yitirdi. Olası bir İstanbul depreminin yol açacağı yıkımı da göz önünde bulundurarak ülkenin derhal depreme hazırlanmasını savunmaya ve ‘Deprem vergileri nerede?’ diye sormaya devam edeceğiz.” Mart sayımızda yer verdiğimiz bu…
Büyüyen bir özne giderek daha fazla iş yerinde, havzada, emekçi mahallesinde patronlara karşı emekçilerin sözü ve yumruğu olur. Dosta güven, düşmana korku verir. Ve umut olur. Sözün bittiği yerdeyiz. Ya da kolektif dağarcığımızı zorlayıp bambaşka bir sözü örgütleyecek yerde. Geçtiğimiz ayın sonlarında aldığımız çok acı bir haber, söylenmiş tüm sözlerin ağırlığını azaltıyor. Bambaşka sözler üretmeyi dayatıyor. Ölüm en büyük gerçeklik. Her ölüm erkendir ama genç yaşta gelen ölüm daha fazla etkiler duyanları. Hele bir de…
“10 yıla yaklaşan savaşta kendi güçleriyle, çeşitli ülkelerden, Türkiye üzerinden giriş yapmış binlerce cihatçıya karşı savaşan güçlü bir ülke Suriye. Topraklarının yüzde 85’ine de hakim. Genel olarak hem diplomaside hem de sahada Suriye kazanmıştır.” Devrim’in Ekim sayısında gazeteci Mustafa Kemal Erdemol ile Suriye’deki gelişmeleri konuştuk. Suriye’de ABD ve Rusya’nın planlarından AKP’nin hamlelerine, Kürt bölgelerinin statüsünden yeni anayasa tartışmalarına birçok konuya temas ettiğimiz bu kapsamlı röportaj için Erdemol’a teşekkür ediyoruz. Suriye’de Esad yönetiminin tam bir zaferinden…
Bu ülkeyi gerçekten sevseler zenginliklerini yağmalamaz, gerçek bir kalkınma programıyla daha da büyütürler. Emperyalizmle gerçekten hesaplaşacak olsalar devletin parasını geçen yıl Yenikapı’da küçük bir bölümünü gördüğümüz sayısız ithal otomobile yatırıp kasayı boşaltmazlar. “Nasıl öfkelenmem düşündükçe memleketimi?Çırpınıyor ayakları altında bir avuç hergelenin!” Ülkesinin hikayesini Nazım Hikmet kadar duru anlatan usta nadiren yetişir. Yobazın, haydudun, üçkağıtçının belasından bir türlü yakasını kurtaramayan ülkemizin… İktidar sahiplerinin ülkeyi ateşe atmakta ve kurucu değerlere saldırmakta sınır tanımazken halkı aptal yerine koyan…
Devrim ve cumhuriyet kavgasına destek için https://alierbasistifa.com/ adresini ziyaret ederek imza verin, mücadeleye katılın. Cumhuriyet için toparlanın! Bu coğrafyada semboller çok önemli. Güncel mesajların tarihsel sembollerin arkasına saklanılarak ve önemli yıl dönümleri paravan yapılarak verilmesi yaygın bir alışkanlık. Gericiliğin Cumhuriyet’e son meydan okumasında da aynısı yaşandı. Ayasofya’nın statüsüne ilişkin davada Danıştay, 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının hukuka aykırı olduğu hükmünü verdi ve gerekçeli kararda Fatih Sultan Mehmed’in vakfiyesine atıfta bulundu. Saldırı büyük çünkü eli rahatken…
“Uzun yolculuklarda kendimizi telefonumuza vermeye yahut uyumaya meyilliyiz, oysa gün batımından şafağa kadar tüm benliğimizi bir demir kafese ve onu yöneten birkaç kişiye teslim ediyoruz. Yolculuğun yorgunluğu bol olur genelde, ancak bizim uyuma lüksümüze onlar sahip değil. Bu fikirler eşliğinde adlarını dahi bilmediğimiz yolculuk arkadaşlarımızın hikayelerini anlatayım dedim.” Devrim’in Ağustos sayısında Yigilante Kocagöz ve Deniz Ozan Coşkun ile çizgi roman üzerine konuştuk. Karadut Ekspres adlı yeni çizgi romanları yakın zamanda yayımlanacak Kocagöz ve Coşkun’u kutluyor,…
Gülen cemaatinin yediği nanelerin kendi liderlerinin inisiyatifi ya da yabancı istihbarat kuruluşlarıyla ilişkilerin ötesinde cemaatin kendisinin aklını ve iradesini bir şeyhe ipotek etmiş bir sürü olmasından kaynaklandığı unutulmamalı. Karşı devrim tarihimizin önemli uğraklarından birinin yıldönümündeyiz. İki karşı devrimci gücün iktidar için birbiriyle savaştığı ve sonunda kazanan gücün karşı devrimi kaldığı yerden ve hızlanarak sürdürdüğü 15 Temmuz darbe girişiminden söz ediyoruz. 15 Temmuz’a dair farklı adlandırmalar var. İktidar cephesi “15 Temmuz hain darbe girişimi” ve “15…
Ekonomik kriz ve pandeminin el ele gittiği bir dönemde atılacak doğru adımların, uzak olmayan bir gelecekte devrimci bir siyasal çizgiyi çok daha etkili hale getirmesi mümkün. Öyleyse buna odaklanacağız. Gezi Direnişi’nin 7. yıldönümünü tuhaf bir atmosferde karşılıyoruz. Bir yerlerden düğmeye basılmış gibi seçim hesapları kamuoyunu işgal etmeye başladı. İrili ufaklı bileşenleriyle AKP-MHP koalisyonu erken seçim sinyalleri verirken muhalefette de Millet İttifakı’nı AKP artıklarıyla genişletme çabaları dikkat çekiyor. Bir madalyonun iki yüzü olan “Asgari müştereklerde buluşarak…