Bir süre önce Türkiye gazetesinin internet sitesinde bir haber yayınlandı. “8 Bin Lira Maaşla Çalışacak İşçi Yok” başlığını taşıyan haberde, bazı sektörlerin görece iyi denebilecek bir ücrete rağmen ara eleman/tekniker bulmakta sıkıntı çektiklerinden bahsediliyor.1https://www.turkiyegazetesi.com.tr/ekonomi/810726.aspx (Erişim tarihi: 21.01.2022) Haberde bu durumun nedeninin “Türkiye’nin yıllardır çözemediği ‘iş beğenmeme’ problemi” olduğu da söyleniyor. Özellikle AKP’liler tarafından sık sık dile getirilen bu yavan ve yüzeysel iddianın gerçekle herhangi bir ilişkisi yok.

Çoğu örnekte “Eleman bulunamıyor” söylemi kazındığında altından nitelikli iş gücünü kölelik koşullarında, sıklıkla sigortasız ve asgari ücretin altında çalıştırmak isteyen patronların açgözlülüğü çıkıyor. Türkiye’de en azından kimi sektörlerde gerçekten ara eleman sıkıntısı çekiliyorsa, bunun nedeni “iş beğenmeme problemi” değil. Bunda patronların insanlık dışı dayatmalarının yanı sıra  iktidarın “her ile üniversite” politikasının da payı var.

Bu politikaya göre hareket eden AKP “[K]endisi iktidara gelmeden önce 77 olan üniversite sayısını 15 yılda neredeyse üç katına çıkardı. 2003-2018 yılları arasında 129 yeni üniversite açıldı. Bugün 74’ü özel olmak üzere Türkiye’de toplam 203 üniversite mevcut.”2https://dsosyal.com/makale/universiteler-ve-emlak-ranti/ (Erişim tarihi: 21.01.2022) Yine AKP iktidarı tarafından yaratılan iş bulmak için dört yıllık üniversite mezunu olmanın neredeyse şart olduğu mevcut ekonomik koşullar, meslek lisesi ve meslek yüksekokulu eğitiminin her geçen gün kötüleşmesi olgusuyla birlikte ele alındığında, ülkede ara eleman bulunamıyor olması şaşırtıcı değil.

AKP’nin ülkenin her yerinde üniversite ve üniversite öğrencisi görmek istemesinin iki temel nedeni olduğu söylenebilir. İlk neden, önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi “AKP’nin özellikle ülkenin ekonomik olarak durgun olan ve tarım ile sanayiyi teşvik eden politikalardan tamamen vazgeçilmesiyle iyice durgunlaşan küçük şehirlerinde sahte bir ekonomik canlılık yaratmak. On binlerce öğrencinin yaşamak ve okumak için geldiği görece atıl bölgelerde emlak rantı ve küçük yerel işletmeler üzerinden ciddi bir pazar yaratıldı.”2https://dsosyal.com/makale/universiteler-ve-emlak-ranti/ (Erişim tarihi: 21.01.2022) İkinci neden ise, sermayedarların çıkarları için nitelikli iş gücünü sürekli olarak ucuzlatmak. Türkiye’de özellikle son on beş yılda nitelikli emeğin nasıl değersizleştirildiği, çeşitli verilere bakılarak rahatlıkla görülebilir.

Patronlar için Değersizleştirilen Emek

AKP’nin iktidara geldiğinden beri sermayenin çıkarlarına uygun hareket ettiğini ve tam anlamıyla bir sermaye iktidarı olduğunu her zaman söyledik. Bunun ezber değil apaçık bir olgu olduğunu en iyi görebileceğimiz yerlerden biri, hükümetin nitelikli emeği değersizleştirme amacıyla son derece bilinçli olarak yürüttüğü üniversite politikası. Aşağıdaki grafikte de görülebileceği gibi, 2019 yılı itibariyle Türkiye’de 10 milyondan fazla kişi üniversite mezunu durumunda. 2008 yılında bu sayının 3,5 milyon civarında olduğu düşünülürse, artışın ne kadar hızlı olduğu daha iyi anlaşılabilir.

Yıllara Göre Fakülte, Yüksek Lisans ve Doktora Mezun Sayıları3https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-de-lisans-mezunu-sayisi-10-milyonu-asti (Erişim tarihi: 22.01.2022)

Başka bir araştırma, 2001-2020 yılları arasında yükseköğretimde net okullaşma oranını göstermektedir.

Yükseköğretimde Net Okullaşma Oranı4https://www.verikaynagi.com/grafik/yuksekogretimde-net-okullasma-orani/ (Erişim tarihi: 23.01.2022)

İktidarın üniversite kontenjanlarını neredeyse her yerde iki katına çıkartması ve yeni üniversiteler açmaya hız vermesi, 2007-2008 akademik yılındaki net okullaşma artışında kendini göstermektedir. Son iki yıldaki düşüşe rağmen, araştırmaya göre 2019-2020 eğitim öğretim yılında yükseköğretimde net okullaşma oranı %43,37’dir. Yani 2019-2020 eğitim öğretim yılı içinde, Türkiye’de 18-22 yaş arasındaki gençlerin yaklaşık %45’i üniversite öğrencisidir. Aynı kaynağın başka bir araştırmasına göre, 2020-2021 eğitim öğretim yılında yükseköğretimdeki toplam öğrenci sayısı 8.240.997’dir.5https://www.verikaynagi.com/grafik/yillara-ve-cinsiyete-gore-yuksekogretimde-ogrenci-sayisi/ (Erişim tarihi: 23.01.2022)

Sadece sezgisel olarak bile, bu oran ve rakamların çok yüksek olduğu anlaşılabilir. Gerçekten de, 2019 yılında her bin kişiden 95’inin üniversite öğrencisi olduğu Türkiye, Avrupa ülkeleri içinde nüfusa oranla en çok üniversite öğrencisine sahip ülke durumundadır.6https://tr.euronews.com/2021/11/16/avrupa-da-nufusa-gore-en-cok-universite-ogrencisi-turkiye-de-grafik (Erişim tarihi: 27.01.2022) Bu durumun doğal sonucu ise, Türkiye’deki üniversite mezunu işsiz sayısının yine Avrupa ülkeleri içinde oldukça yüksek bir seviyede olmasıdır. Aynı habere göre, Avrupa ülkeleri içinde “işsizliğin yükseköğretimde, ilköğretimden fazla olduğu tek ülke Türkiye.”6https://tr.euronews.com/2021/11/16/avrupa-da-nufusa-gore-en-cok-universite-ogrencisi-turkiye-de-grafik (Erişim tarihi: 27.01.2022)

Yükseköğretim mezunlarının istihdama katılma oranı %66,3’tür.7https://www.birgun.net/haber/asgari-ucretli-ve-issiz-universite-mezunlari-360864 (Erişim Tarihi: 27.01.2022) Bu oran birçok Avrupa ülkesinin oldukça gerisindedir. “2020 yılı Eurostat verilerine göre AB ülkelerinde yüksek öğrenim mezunlarının istihdama katılma oranı yüzde 84. Litvanya, Slovenya, Romanya, Hollanda, İsviçre, Norveç, İsveç ve Almanya’da yüksek öğrenimli istihdam oranı yüzde 88 ile 89 düzeyinde. Yüksek öğrenimli istihdam oranı Bulgaristan’da yüzde 87, Güney Kıbrıs’ta yüzde 83, Yunanistan’da ise yüzde 75.”7https://www.birgun.net/haber/asgari-ucretli-ve-issiz-universite-mezunlari-360864 (Erişim Tarihi: 27.01.2022)

İşsizlikten kurtulabilen üniversite mezunlarını ise düşük ücrete dayalı yoğun bir emek sömürüsü bekliyor. Aziz Çelik’in yukarıda alıntıladığımız yazısında, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından hazırlanan Üniveri projesi verilerine dayanılarak bir tablo oluşturulmuş. “Seçilmiş Üniversite Bölümlerine Göre Asgari Ücretle İşe Başlama Oranı” adını taşıyan tablodaki veriler, nitelikli işgücünün ne kadar değersizleştiğini açıkça ortaya koyuyor.7https://www.birgun.net/haber/asgari-ucretli-ve-issiz-universite-mezunlari-360864 (Erişim Tarihi: 27.01.2022) Bir zamanların prestijli meslekleri makine, bilgisayar, kimya gibi mühendislikler ve hukuk bölümlerinde asgari ücretle işe başlama oran %35 ile %45 arasında değişiyor. Bankacılık, iktisat, işletme, iç mimarlık, ziraat gibi bölümlerde ise bu oran %60’lara kadar çıkıyor. Önümüzdeki yıllarda bu oranların daha da yükseleceğini düşünmek pek de yanlış olmayacaktır.

Plansızlıktan Geleceksizliğe

AKP özellikle son 15 yılda üniversite ve üniversite öğrencisi sayısını plansız bir şekilde artırarak yükseköğretimin kalitesinin sürekli düşmesine sebep oldu ve gençleri ölüm ile sıtma arasında bir tercihte bulunmaya zorlayarak geleceksizliğe mahkum etti. Bazı sektörlerde çalıştırılacak ara eleman bulunamıyor oluşu da aynı politikanın başka bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.

İktidarın kısa vadeli ekonomik ve politik çıkarları için uyguladığı üniversite politikasının böyle dengesizlikler yaratması normal. Fakat burada bir noktayı tekrar vurgulamak gerekiyor. AKP’nin üniversite politikasının plansızlığından kastımız, söz konusu uygulamaların orta ve uzun vadede ülkeye ve halka vereceği zararların göz önüne alınmaması. Ama bu plansızlığa rağmen, hükümetin yükseköğretim uygulamalarının en başından beri egemen sınıfın çıkarlarıyla uyumlu olduğunu asla unutmamak gerekiyor.

Üniversite mezunu sayısındaki artışın ve eğitim sisteminin kalitesizleştirilmesinin sonucu olan nitelikli emeğin değersizleştirilmesi en çok sermayedarlara yarar sağlıyor. Bugünden bakıldığında, Tayyip Erdoğan’ın 2019-2020 akademik yılı açılışındaki konuşmasında yaptığı “Üniversiteyi bitirdiği zaman iş sahibi olacak diye de bir şey yok” çıkışında aslında patronlar adına konuştuğunu görmek çok daha kolay.8https://www.youtube.com/watch?v=NNevXZPt6PM (Erişim tarihi: 28.01.2022)

Notlar:

[1] https://www.turkiyegazetesi.com.tr/ekonomi/810726.aspx (Erişim tarihi: 21.01.2022)

[2] https://dsosyal.com/makale/universiteler-ve-emlak-ranti/ (Erişim tarihi: 21.01.2022)

[3] https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-de-lisans-mezunu-sayisi-10-milyonu-asti (Erişim tarihi: 22.01.2022)

[4] https://www.verikaynagi.com/grafik/yuksekogretimde-net-okullasma-orani/ (Erişim tarihi: 23.01.2022)

[5] https://www.verikaynagi.com/grafik/yillara-ve-cinsiyete-gore-yuksekogretimde-ogrenci-sayisi/ (Erişim tarihi: 23.01.2022)

[6] https://tr.euronews.com/2021/11/16/avrupa-da-nufusa-gore-en-cok-universite-ogrencisi-turkiye-de-grafik (Erişim tarihi: 27.01.2022)

[7] https://www.birgun.net/haber/asgari-ucretli-ve-issiz-universite-mezunlari-360864 (Erişim Tarihi: 27.01.2022)

[8] https://www.youtube.com/watch?v=NNevXZPt6PM (Erişim tarihi: 28.01.2022)

Refik Sina
Author