Geçtiğimiz haftalarda çalışma yaşamıyla ilgili dikkat çeken iki düzenleme yürürlüğe girdi. İlk olarak COVID-19 pandemisiyle birlikte hayatımıza giren kısa çalışma uygulaması, 31 Mart itibariyle sona erdirildi. Ardından da SGK çok sayıda patronun pandemi fırsatçılığı için kullandığı Kod-29’un kaldırıldığını açıkladı. Yapılan düzenlemelerde işçi yararına bir gelişme olup olmadığına yakından bakalım.

Kısa Çalışma Uygulaması Nedir?

Kısa çalışma “genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebepler” gereği çalışma alanında haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması ya da süreklilik koşulu aranmaksızın durdurulması durumlarında işleyişe sokulan bir uygulama. Kısa çalışma ödeneği ise, üretim faaliyetinin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durduğu iş yerinde işverenin işçi çıkarmasını ve tecrübeli işçileri kaybetmesini önlemek için 3 ayı aşmamak koşuluyla çalışmadığı günler için işçiye İşsizlik Fonu’ndan yapılan ödeme. Yapılan bu ödemelerin kaynağı olan İşsizlik Fonu, sigortalı çalışanların prime esas aylık brüt kazançları üzerinden hesaplanan yüzde 1 sigortalı, yüzde 2 işveren ve yüzde 1 devlet payından oluşan İşsizlik Sigortası primlerinden oluşmaktadır.

Kısa çalışma uygulamasında sigortalı çalışana son 12 aylık prime esas kazancı dikkate alınarak çalışılmayan her gün için aylık asgari ücretin brüt tutarının %150’sini geçmemek koşuluyla günlük ortalama brüt kazancın yüzde 60’ı kadar ödeme yapılmaktadır. Buna göre işçinin çalışmadığı günler için yapılacak ödeme tamamen faaliyetin durdurulması halinde bile üst sınır olan 5 bin 325,52 TL’yi aşamaz.

Kısa çalışma ödeneğinin bağlanması için faaliyetin durumunda ve işçide çeşitli koşullar aranmakta olup uygunluk durumunda işverenin kısa çalışma uygulamasına başvurmuş olması gerekmektedir. Öncelikle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63’üncü maddesi uyarınca haftada en çok 45 saat olan çalışma süresinin en az 3’te 2’ye yani 30 saate düşmüş olması beklenir. İşçinin ise kısa çalışma uygulamasından yararlanabilmesi için kısa çalışmanın başladığı tarih itibarıyla son 60 gün hizmet akdine tabi olması ve son 3 yılda en az 450 gün süreyle prim ödeme şartlarını taşıması gerekmektedir.

Bu koşulların sağlandığı durumda işverenin başvurusu üzerine Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca görevlendirilmiş iş müfettişlerince yapılan uygunluk tespiti sonucu kısa çalışma uygulamasına geçildiği, iş yerinde işçilerin görebileceği bir yerde ilan edilir ve varsa toplu iş sözleşmesine taraf işçi sendikasına bildirilir. COVID-19 pandemisi sürecinde uygunluk tespiti koşulu askıya alınmıştır. Kısa çalışma uygulamasına geçildikten sonra çalışmadığı günler için 3 ay boyunca kısa çalışma ödeneği doğrudan işçinin kendisine ödenmekle beraber Genel Sağlık Sigortası primleri de yine İşsizlik Fonu’ndan ödenir.

Ödenek Kalktı, Olan İşçiye Oldu

“Genel Ekonomik Kriz” kapsamına dahil olan COVID-19 pandemisinin ekonomi üzerinde oluşturduğu baskıyı azaltmak üzere 25 Mart 2020 tarihinde faaliyete geçirilen kısa çalışma uygulaması, yaz boyunca alınan önlemlerin azaltılması ve geride kalan süre boyunca önlemlerin yetersiz olması nedeniyle COVID-19 vaka sayılarında azalma görülmeyince üçer aylık periyotlarla uzatılmış ve toplamda 3,7 milyon işçi kısa çalışma ödeneğinden yararlanmıştır. 31 Ocak 2021 tarihinden sonra kısa çalışma uygulamasına yeni başvuru kabul edilmemiş ve 19 Şubat günü Resmi Gazete’de yayımlanan karar doğrultusunda kısa çalışma ödeneği en son 31 Mart 2021 tarihine kadar bağlanmıştır. 9 Mart 2021’de Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre işten çıkarma yasağı 17 Mart’tan itibaren 2 ay daha uzatılmışken son üç aylık dönemde kısa çalışma ödeneğinden faydalanan 1,3 milyon işçinin durumu belirsizliğini sürdürmekte ve geçen süre işçilerin aleyhine işlemektedir.

Kısa çalışma uygulamasının uygulandığı dönemde bile süreç boyunca işçiler büyük mağduriyetler yaşamıştır. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşulu olarak çalışma saatlerinin en az 3’te 1 kadar azalmış olması şartı ve kısa çalışma uygulamasına geçmenin işverenin tercihine bırakılması, işçi haklarının işverenin insafına terk edilmesine neden olmuştur. 4857 sayılı İş Kanunu’na eklenen Geçici Madde 10’la işverene işçiyi tamamen veya kısmen ücretsiz izne ayrılabilme hakkı tanınırken bu madde kapsamında ücretsiz izne ayrılmak işçiye haklı nedene dayanarak sözleşmeyi fesih hakkı vermemektedir.

Pandemiyi fırsat bilen işveren, işçiyi sendikaya üye olduğu için, çalışma ortamında pandeminin gerektirdiği önlemlerin alınmamasına tepki gösterdiği için ya da herhangi bir gerekçesiyle kanuna eklenen madde doğrultusunda pandemiyi bahane ederek ücretsiz izne çıkarabilir, devamında üretimin azalmaması için kısa çalışma ödeneğine başvurmayabilir, ücretsiz izne çıkarılmayan işçilere izne çıkarılanların yapması gereken işleri de yaptırmak için fazla mesai dayatabilir. Pandemi boyunca bunların tümü çok fazla iş yerinde yaşandı.

Kod-29 Kalktı mı?

Pandemi süreci boyunca bu durum birçok işyerinde yaşanmış, birçok iş yerinde haksızlıklara itiraz eden işçiler işverenin beyanı esas alınarak Kod-29’la işten çıkarılmış, kıdem ve ihbar tazminatından, işsizlik maaşından mahrum bırakılmışlardır.1https://dsosyal.com/kisa-yazi/kod-29-pandemide-isci-kiyiminin-kilifi/ Yasa gereği Kod-29’un “işçinin başka bir işçiye cinsel tacizde bulunması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da iş yerinde bu maddeleri kullanması, işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması” gibi gerekçelere karşılık gelmesi, oluşan mağduriyeti daha da artırmıştır. Kod-29’la işten çıkarılan işçiler töhmet altında kalmış, bu yüzden yeni iş bulmakta zorlanmıştır.

Kod-29’la işten çıkarılma vakalarının artması ve toplumda bu duruma tepki oluşması üzerine SGK Kod-29’un kaldırıldığını açıkladı. Ancak yapılan açıklamanın ayrıntılarına bakıldığında Kod-29’un kaldırılması yerine birkaç parçaya bölünerek adının değiştirildiği, işverene fiili durum yaratma şansı tanıyan “işverenin beyanını esas alarak işten çıkış yapma” uygulamasında da herhangi bir iyileştirme yapılmadığı görülüyor. Haliyle yeni düzenleme, haksızlıkları ve patronların pandemi fırsatçılığını engellemekten uzak.

Notlar:

[1] https://dsosyal.com/kisa-yazi/kod-29-pandemide-isci-kiyiminin-kilifi/

Döviz ile destek olmak için Patreon üzerinden bağış yapabilirsiniz.
Türk Lirasıyla destek olmak için Kreosus üzerinden bağış yapabilirsiniz.
Devrim dergisini dijital ya da basılı olarak edinmek, abone olmak için Shopier’daki mağazamıza göz atabilirsiniz.
Dsosyal
Author