Bir genç öldü. “Yaşama sevincimi kaybettim” diyerek neden yaşamaktan vazgeçtiğini anlattı, kendisini pes ettiren karanlıktan hiç değilse kardeşlerini kurtarmak için son kez seslendi. Artık aramızda olmadığı için göremediyse de çaresizlik içinde sarf ettiği son sözleri milyonlarca gencin çığlığına dönüştü.

Utanmaz gericiler diyor ki ruhsal sorunları varmış, kaldığı yurtla ilgisi yokmuş, zaten içine kapanık bir gençmiş… İntiharın toplumsal bir olgu olduğunu toplum bilimlerine aşina olan herkes bilir. Enes’in intiharı hem toplumsal hem siyasal.

Bir tıp fakültesi öğrencisi olarak kendisini bekleyen geleceğin insanlık dışı çalışma saatleri, mobbing, hasta yakınından şiddet benzeri sorunlarla dolu olduğunun farkında. Ailesinin zoruyla kaldığı cemaat yurdundaki baskının kendisini nasıl bunalttığının, yaşama sevincini nasıl elinden aldığının da…

Enes bize memleketin dört yanını saran tarikat karanlığıyla mücadelenin, laikliği kazanmanın ne kadar yakıcı bir ihtiyaç olduğunu hatırlattı. Karşı devrim iktidarının ve gerici öbeklerin dayatmalarıyla mahkum edildikleri cemaat yurtlarında, imam-hatiplerde, Kuran kurslarnda yaşama sevinçleri ellerinden alınan, öz saygılarını yitiren milyonlarca çocuk ve genç… Bu insanlık suçunu denetimle değil, bu şer yuvalarının kapısına kilit vurarak sonlandırabilirsiniz.

Devrim Hareketi’nin dün yaptığı kısa açıklama, tabloyu ve yapılması gerekeni tüm berraklığıyla ortaya koyuyor:

“Enes Kara’nın ölümüne neden olan tarikat karanlığıdır. 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu uygulansın, cemaat ve tarikatlar yasaklansın.”

Sorun belli, çözüm belli, çözümün yasal zemini belli. Ama yürürlükteki yasanın uygulanması, devrimci kararlılık gerektiriyor. Düzen muhalefetiyse bırakın gerici öbeklerin üstüne kararlılıkla gitmeyi, Enes’in adını bile anmaktan kaçınıyor.

2010’da ekonomik kriz nedeniyle intihar eden bir iş adamının intihar mektubunu meclis grup toplantısında okuyan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Enes’le ilgili tek kelime etmemek için “intiharlarla ilgili haber paylaşmakla ilgili bilimsel uyarılar” bahanesinin arkasına saklanıyor. Oysa bilimsel uyarılar intiharların asla haberleştirilmeyip gizlenmesini değil, okuyanları intihara sevk etmemek adına dikkatli bir dille aktarılmasını vurguluyor.

İnsanların Kılıçdaroğlu’ndan beklentisi konuyla ilgili haber yapması, haber paylaşması değil, Enes’in durumundaki gençlerin yanındayım, iktidara geldiğimizde gençlerin yaşama sevincini ellerinden alanlara karşı gerekeni yapacağız demesiydi. O ise tarikatları, yobazları üzmemek için halkı aptal yerine koymayı tercih etti. Çünkü onun liderliğindeki düzen muhalefeti gençlerin değil, onları hayata küstüren yobazların yanındadır. 100 yıl önce gerici öbeklerin üstüne kararlılıkla giden devrimci iradenin değil, o gerici öbekleri saklandıkları inlerden çıkarıp üstümüze salan, başımıza bela eden Mendereslerin, Demirellerin, Evrenlerin, Özalların, Erdoğanların devamcısıdır.

Enes’in adını anmamak için kırk takla atanlar, ancak çok tepki aldıktan sonra akşam saat 7 sularında “Biz de yurt yapmıştık” açıklamasıyla durumu geçiştirenler, “Gerici öbekler dağıtılacak, tarikat yurtları kapatılacak” diyemeyip gericiliğin kökünün kazınması hedefini “herkesin birbirine saygı duyacağı ortak yaşam kültürü” safsatalarıyla sulandıranlar… hepsi halka karşıdır.

İhtiyacımız adlı adınca laiklik. Laikliğin tanımı ise belli. Etimolojik köken itibariyle “halka ait” anlamına gelen bu sözcük, Fransız Devrimi’nden bu yana “ruhban ve aristokrat olmayan” anlamına geliyor. Modernleşmenin getirdiği kendiliğinden bir süreç olarak sekülerleşme, yani dünyevileşmenin ötesinde siyasal ve toplumsal alanın din kurumunun ve aristokrasinin etkisinden arındırılmasını, halka ait kılınmasını içeriyor. Yani laiklik kendiliğinden bir süreç olmayıp siyasal müdahaleyi, gerici öbeklerin ablukasının dağıtılması için halkın kendi kaderini eline almasını öngören bir devrimci hedef.

Halkın talebi adlı adınca laiklik. Sulandırılmamış, bağlamından koparılmamış, laiklik olmaktan çıkarılmamış bir laiklik. Laikliği savunansa yalnızca ve yalnızca devrimciler. Memleketi yobazlardan da yobazlarla al takke ver külah olan sahte umutlardan da kurtaracak olan onlardır.

Enes’e sözümüz olsun:

Tarikatlar kapatılacak!

Gerici öbekler dağıtılacak!