Bu ülkeyi gerçekten sevseler zenginliklerini yağmalamaz, gerçek bir kalkınma programıyla daha da büyütürler. Emperyalizmle gerçekten hesaplaşacak olsalar devletin parasını geçen yıl Yenikapı’da küçük bir bölümünü gördüğümüz sayısız ithal otomobile yatırıp kasayı boşaltmazlar.
“Nasıl öfkelenmem düşündükçe memleketimi?
Çırpınıyor ayakları altında bir avuç hergelenin!”
Ülkesinin hikayesini Nazım Hikmet kadar duru anlatan usta nadiren yetişir. Yobazın, haydudun, üçkağıtçının belasından bir türlü yakasını kurtaramayan ülkemizin…
İktidar sahiplerinin ülkeyi ateşe atmakta ve kurucu değerlere saldırmakta sınır tanımazken halkı aptal yerine koyan ajitasyona ara vermediği bir ay daha geride kaldı.
Hacmi, maliyeti ve muhtemel getirisi daha belli olmayan doğalgaz keşfi üzerinden “Eksen değiştireceğiz” ve “Cari açığı kapatıp fazla vermeye başlayacağız” gibi gerçek dışı vaatlerle halkı kandırmaya çalışırlarken (konuya dair Taylan Yılmaz’ın değerlendirmesini Devrim’in bu sayısında bulacaksınız1Taylan Yılmaz, “Gaz Müjdesi 2023’ü Kurtarır Mı?” Devrim, Sayı: 9, Eylül 2020, Kaynak: https://dsosyal.com/devrim/sayi-9/gaz-mujdesi-2023u-kurtarir-mi/) Türkiye’yi her cephede ateşe atmaya devam ediyorlar.
Emperyal heveslerle girişilen tehlikeli maceralar, artık AKP iktidarının karakteri oldu. Doğu Akdeniz’de rekabet sürerken en fazla AKP iktidarının sesi çıkıyor. Suriye macerası yetmedi, ülkemizi Libya’da her geçen gün daha fazla batağa sürüklüyorlar. Daha da yetmedi, bu kez Yunanistan, Mısır ve Fransa’ya karşı kışkırtıcılık yapıyorlar. Ülkenin doğasını, yer altı kaynaklarını ve kamu işletmelerini yerli-yabancı patronlara yağmalatırken bağımsızlığı hatırlamayanlar, ülkemiz cihatçı suç şebekelerinin yolgeçen hanına çevrilirken sınır güvenliğini hiçe sayanlar şimdi eriyen toplum desteğini yeniden konsolide etmek için Türkiye’yi gitgide genişleyen bir coğrafyada gitgide daha fazla ülkeyle tehlikeli gerilimlere sürüklüyorlar.
Bu ülkeyi gerçekten sevseler zenginliklerini yağmalamaz, gerçek bir kalkınma programıyla daha da büyütürler. Emperyalizmle gerçekten hesaplaşacak olsalar devletin parasını geçen yıl Yenikapı’da küçük bir bölümünü gördüğümüz sayısız ithal otomobile yatırıp kasayı boşaltmazlar. Ve tabii bu ülkenin kurucu değerleriyle kavga etmez, halkımızın geçtiğimiz yüzyılın ilk çeyreğinde emperyalizme indirdiği 30 Ağustos şamarını değersizleştirmeye kalkmazlar.
Bu ülkenin kaynaklarıyla faaliyet yürüten ve kamu kurumu statüsünde bulunan TRT’nin yayınları evlere şenlik. Özel yayında “Türklerin Zafer Ayı” görseli yayımlayıp modern Türkiye’nin kendi topraklarındaki egemenlik hakkını fiilen kazanmasını sağlayan Büyük Taarruz ve Zafer Günü’nü son 1000 yılda Türk devletlerinin kazandığı tüm savaşlar arasında alelade bir madde olarak gösterdiler. Üstelik tarihini de yanlış yazarak…
TRT yayınındaki tarih hatasında kasıt olmadığına inanmak istiyoruz. Ama kasıt yoksa da gerçek değişmiyor. AKP iktidarında devlet kurumları, Mustafa Kemal’in imzasını taşıyan başarıları anmaktan hazzetmiyorlar. Mümkünse anmıyorlar, anıyorlarsa sulandırıyorlar ve asla özen göstermiyorlar.
Örneğin TRT yayınındaki durum “sehven” gerçekleşmiş olabilirse de Milli Savunma Bakanlığı’nın 30 Ağustos klibinde bolca dini ajitasyon yapılırken zaferin başkomutanı Mustafa Kemal’e hiç yer verilmemesinde hata, dikkatsizlik, özensizlik falan da değil düpedüz kasıt olduğu ortada. Keza tüm 30 Ağustos etkinlikleri pandemi gerekçesiyle yasaklanırken Büyük Taarruz’un başlangıcının yıl dönümü 26 Ağustos’ta Malazgirt Savaşı için devlet töreni düzenlenmesinde ve hemen ardından Erdoğan’ın Giresun’da sosyal mesafeye zerre dikkat edilmeyen bir miting yapmasında da. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından hicap duyan Fesli Kadir’in öğrencileri şaşırtmıyor…
Ve geçerken 30 Ağustos’a saygısızlığı yeni soygunlarla harmanlamaktan da geri durmuyorlar. 30 Ağustos 2020 günü ülkemiz tarihinde ilk kez bir resmi bayramda Resmi Gazete yayımlandı ve bir kez daha yeni vergilerin, zamların müjdesi verildi. Otomobil satışında en yüksek vergi yüzde 50’den yüzde 220’ye çıkarıldı. Hayırlı uğurlu olsun…
***
Devrim’in bu sayısında laikliği tartışmaya devam ediyoruz. İlgili yazılarda ele aldığımız gibi, laiklik Türkiye’ye altın tepside değil, bir grup kararlı devrimcinin mücadelesiyle geldi ve dünden bugüne ilericilik-gericilik kavgasının ana eksenlerinden oldu.
Laiklik ve Aydınlanma kavgasının yılmaz neferlerinden Turan Dursun’un 30. ölüm yıldönümündeyiz. Din bezirganlarının ipliğini pazara çıkaran Turan Dursun, 4 Eylül 1990’da yobazlar tarafından katledildi. Turan Dursun’u saygıyla anıyor, Aydınlanma kavgasından bir adım geri çekilmeyeceğimizi yineliyoruz.
Notlar:
[1] Taylan Yılmaz, “Gaz Müjdesi 2023’ü Kurtarır Mı?” Devrim, Sayı: 9, Eylül 2020, Kaynak: https://dsosyal.com/devrim/sayi-9/gaz-mujdesi-2023u-kurtarir-mi/