Küba’nın toplumcu sağlık sistemini var eden sosyalizmin “insanı ve toplumu yaşatan” tek sistem olduğu, merkez kapitalist ülkelerin ekonomik güçlerine rağmen ulaşamadıkları (ulaşmadıkları) her yere sağlık hizmeti götürmesiyle kanıtlanmaktadır.

COVID-19 pandemisiyle yatıp kalktığımız bu günlerde dünyadan gelen haberleri de takip ediyoruz. Bir zamanlar insan hakları, demokrasi ve sosyal refah cenneti olarak parlatılan AB üyesi İtalya ve bir dizi başka üye ülke salgın karşısında çaresiz kalırken bu ülkelere kıyasla olanakları oldukça sınırlı olan sosyalist Küba bir kez daha insanlığın imdadına yetişiyor. Bu tezatın mantıklı bir açıklaması olmalı.

Dünya Sağlık Örgütü , sosyo-ekonomik etkenlerle ilişkili olarak sağlık durumunun ölçülmesi ve sağlıkta eşitsizliklerin saptanması için toplumsal sağlık göstergeleri belirlemiştir (WHO, 1997)1http://ahmetsaltik.net/arsiv/2014/11/SAGLIK_DUZEYI_OLCUTLERI2.pdf. Sosyalist Küba’nın başarısının sırrı bu göstergelerden yola çıkılarak yapılacak veri değerlendirmesinde gizli.

Bebek Ölüm Hızı

Sağlıktaki performans, ülkenin kişi başı gelirine göre sahip olması gereken bebek ölüm hızı değeri ile ölçülür. Bir ülkenin, dünya ülkeleri arasında kişi başı milli gelir bakımından yerleştiği sıra numarası ile bebek ölüm hızı bakımından yerleştiği sıra numarasının aynı olması beklenmektedir. Eğer Bebek Ölüm Hızı sıralamasında daha yukarıda yer alıyorsa gelirine göre sağlıkta başarılı olmuş, gelirini sağlık için iyi değerlendirmiş demektir. Tersi durumda ise performansının kötü olduğu sonucuna varılır2https://m.bianet.org/bianet/saglik/162048-bebek-olum-hizi-ve-turkiye-nin-saglik-performansi. Küba’da 1950 yılında bebek ölüm hızı binde 80,4’ken sosyalist devrimle birlikte hızla azalmış 2010 yılında binde 5,1 olarak hesaplanmıştır ve bu değerle dünya genelinde 33. sıradadır, şu an ise bebek ölüm hızı binde 4 ‘tür3https://www.unicef.org/spanish/infobycountry/cuba_statistics.html#0. ABD’de 1950 yılında binde 30,46 olan bebek ölüm hızı 2010 yılında 5,5’e düşmüş ve 34. sıraya yerleşmiştir şu an ise bebek ölüm hızı 5.9’ dur4https://tr.wikipedia.org/wiki/Bebek_%C3%B6l%C3%BCm_h%C4%B1z%C4%B1na_g%C3%B6re_%C3%BClkeler_listesi. Kişi başı yıllık gelire baktığımızda ABD 196 ülkede 8. sıradayken Küba 76. sıradadır5https://tr.wikipedia.org/wiki/Ki%C5%9Fi_ba%C5%9F%C4%B1na_nominal_GSY%C4%B0H_de%C4%9Ferlerine_g%C3%B6re_%C3%BClkeler_listesi. Bu veriler ve gelir sıralamasına rağmen bebek ölüm hızının çok düşük olması Küba’nın sağlık performansının ABD’den kat be kat daha yüksek olduğunu göstermektedir.

Anne Ölüm Oranı

Anne ölümü, gebelikte yapılan müdahaleler, ihmaller, yanlış verilen bakım hizmeti ya da obstetrik komplikasyonlar (halk sağlığı önlemleriyle sağaltılamayan gebelik hastalıkları) nedeniyle meydana gelen ölümler olarak tanımlanmaktadır. Anne ölüm oranları arasındaki farkın sağlık hizmetlerine erişim ve maddi kaynaklara ulaşımdaki eşitsizliği yansıttığı bildirilmektedir. Anne ölümünün yüksek olduğu ülkelerde sebepler yoksulluk, eğitimsizlik, kadın statüsünün alt seviyede olması, hijyen ve beslenme yetersizliği, uygun tıbbi bakım eksikliği, var olan tıbbi bakıma ulaşmadaki zorluklardır. Bu yüzden anne ölüm oranı, sağlık hizmetine ulaşımdaki güçlüğü belirlemede çok önemli bir yer taşımaktadır6Hatice Aygar ve Selma Metintaş, “Bir Kalkınma Göstergesi Olarak Anne Ölümleri”, Eskişehir Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Halk Sağlığı Dergisi. 2018; 3(3): 63-70.. Küba’da anne ölüm oranı 2000’de 100 binde 67’den 2018 ‘de 100 binde 10’a düşmüştür7https://haber.sol.org.tr/dunya/kubanin-saglik-karnesi-2017-istatistikleri-yayimlandi-234352 https://www.who.int/gho/maternal_health/countries/cub.pdf?ua=1. ABD’ de bu değer 2016 yılında 100 binde 16,9’ken 2018’de 100 binde 17,4’e yükselmiştir. 2016 yılında aynı değer Hispanik olmayan siyah kadınlar için 100 binde 42,4 şeklindedir8https://www.cdc.gov/reproductivehealth/maternal-mortality/pregnancy-mortality-surveillance-system.htm https://www.vox.com/2020/1/30/21113782/pregnancy-deaths-us-maternal-mortality-rate. Bu verilere bakarak ABD’de sağlık hizmetlerinin kötüleştiğini ve hizmetlere erişimde ırk ayrımcılığı olduğunu, Küba’da ise eşitlik ilkesinin sağlık hizmetlerine erişimi gittikçe kolaylaştırdığını ve halk sağlığını iyileştirdiğini görüyoruz.

Gerek bebek ölüm hızındaki gerek anne ölüm oranındaki artışlara baktığımızda aslında birçok ülkede yavaş da olsa bir ilerleme görülürken özellikle ABD’de Küba’nın tersine sağlık hizmetlerinin gün geçtikçe kötüye gittiğini görüyoruz. Buna 1975’ten 2017’ye ABD hastanelerinde yatak sayısının 1,5 milyondan 931 bine düşerek yüzde 36 azaldığını, hastaların tüketici olarak görülmesinden dolayı poliklinik hizmetlerinin hastaya ödetilen maliyetinin giderek arttığını9https://www.statista.com/statistics/185860/number-of-all-hospital-beds-in-the-us-since-2001/ ve Küba’da 2014’te bin kişi başına düşen hastane yatağının 5,2’yken ABD’de 2013’te 2,8 olduğunu10https://data.worldbank.org/indicator/SH.MED.BEDS.ZS eklersek ABD ambargosu altındaki Küba’da sağlık hizmetleri gün geçtikçe gelişirken ABD’de böylesi bir gerileme görülmesinin sebebinin dünya genelinde kapitalizmin ve onun halk düşmanı piyasacı sağlık sisteminin krizi olduğu aşikardır. Küba’nın toplumcu sağlık sistemini var eden sosyalizmin “insanı ve toplumu yaşatan” tek sistem olduğu, merkez kapitalist ülkelerin ekonomik güçlerine rağmen ulaşamadıkları (ulaşmadıkları) her yere sağlık hizmeti götürmesiyle (aşağıda örnekleri verilecektir) kanıtlanmaktadır.

1. , 2. ve 3. Basamak Sağlık Kurumları Başına Düşen Nüfus

Küba’da devrimden önce 10 milyonluk nüfusa karşılık sadece 6421 hekim varken (1557 kişiye bir hekim) 2000 yılında 1000 kişi başına 5,9 hekimle (170 kişiye bir hekim) dünyada 1. sıradadır11https://www.nationmaster.com/country-info/stats/Health/Physicians/Per-1,000-people#2000 2018 yılında ise 122 kişiye bir hekim düşmektedir .. ABD ‘de ise bu oran 555 kişiye bir hekimdir12https://data.worldbank.org/indicator/SH.MED.PHYS.ZS?view=map. Bu verilerden hem hekimlerin potansiyel iş yükünün hem de hekime ulaşmanın Küba’da yaklaşık 4,5 kat daha kolay olduğu görülüyor.

Çocuk Aşılama Oranları

Bir ülkedeki aşılama oranları o ülkede koruyucu hekimliğin ne kadar iyi ve düzenli yapıldığını göstermektedir. Küba’da aşı tipine göre 1 yaşından küçük popülasyonda aşı kapsamı: Poliomyelit (OPV) Difteri, tetanoz ve boğmaca (DPT) Kızamıkçık, kabakulak ve kızamık (PRS) Meningokok hastalığı Hepatit B H. influenzae tip b Tüberküloz (BCG) şeklindedir ve hepsi çocukların ortalama yüzde 99.9’una ücretsiz ve zorunlu olarak yapılır13https://mediccreview.medicc.org/articles/mr_56.pdf. Aşıları yapılan bu hastalıklar Küba’da artık görülmemektedir. Küba çocuk felci ve kızamık hastalıklarını ortadan kaldıran ilk ülkedir. İlk insan polisakkarid aşısı da Küba’da üretilmiştir14http://bilimveaydinlanma.org/kubanin-saglikta-neden-ve-nasil-basarli-oldu/. ABD’de ise bu oranlar yüzde 70’le yüzde 92,7 arasında değişiklik göstermektedir ve sigorta bağımlıdır15https://www.cdc.gov/nchs/fastats/immunize.htm.

Peki Küba bunu nasıl başarıyor?

İstatistiksel verileri de karşılaştırdığımızda da Küba sağlık hizmetleri alanında şu anda kendisine ağır bir ambargo uygulayan ABD’ye göre çok daha ileride. Peki nasıl oldu da Batista diktatörlüğünden çıkan Küba günümüzde dünyanın en iyi sağlık sistemine sahip Küba haline geldi? Bunun iki önemli sebebi var:

  1. Sosyalist sağlık politikası
  2. Sosyalizmin geliştirdiği sosyoekonomik durum

Küba bugün geliri düşük, sağlık düzeyi ise merkez kapitalist ülkeler kadar yüksek bir ülkedir. Bu olumlu ve örnek durumu yaratan faktör doğrudan 1959 devrimidir. Küba’nın sağlık hizmetinde gözettiği dört ilke bunun doğrudan kanıtıdır: 1- Sağlık bakımı ekonomik kar aracı değil, temel insan hakkıdır. Bu nedenle bütün sağlık hizmetleri parasızdır ve herkes için eşittir. 2- Topluma sağlık hizmetini sunmak devletin görevidir. 3- Koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri sosyal ve ekonomik gelişmeyle entegredir. 4- Toplum, sağlık sisteminin geliştirilmesine ve yönetimine katılır16İlker Belek, “Küba’da Sağlık ve Sağlık Sistemi” Toplum ve Hekim, Cilt: 18, Sayı: 1, Ocak – Şubat 2003..

Küba Devrimi öncesinde sağlık sistemi tamamen özelleşmişti. Orta sınıf olarak nitelendirebileceğimiz memur kesim bu özel hastanelerden sağlık hizmeti alıyordu, yoksul halkın sadece temel sağlık ihtiyaçlarını devlet karşılamaya çalışıyordu, patronlar ise ya kendileri hastane işletiyor ya da kendileri ve çalışanları için özel hastanelerden hizmet satın alıyordu. Ordunun ise kendine ait bir tıp fakültesi vardı. Yani sağlık tamamen ticari bir alandı. 1959’da 10 milyonluk nüfusta sigortalı yurttaşların sayısı 600 bindi. Toplam 6421 hekim vardı ve bunların çoğu özel hastanelerde ya da yarı zamanlı hekimlik yapıyordu. Hekimlerin ancak %23’ü Sağlık Bakanlığı’na bağlıydı16İlker Belek, “Küba’da Sağlık ve Sağlık Sistemi” Toplum ve Hekim, Cilt: 18, Sayı: 1, Ocak – Şubat 2003..

Devrimden sonra ise sosyalist hükümet hekimliği özendirici önlemleri almaya başladı. Bunların başında da hekimlere diğer ücretlilere göre en yüksek ücretlerin verilmesi geldi. Tıp eğitimi yeniden şekillendirildi. Ülkede “önce hastalanmamayı, halkın sağlığını korumayı” hedef alan sağlık politikası uygulanmaya başlandı ve “Sağlık Bakanlığı” “Halk Sağlığı Bakanlığı” olarak değiştirildi14http://bilimveaydinlanma.org/kubanin-saglikta-neden-ve-nasil-basarli-oldu/. Halk Sağlığı Bakanlığı’nın en büyük hedefi önce halkın sağlığını korumak sonra eğer hastalanırlarsa onlara en iyi hizmeti sunmaktı. Kapitalizmde bu yoktur çünkü bir toplumun hastalanmasını önlemek hastaların tedavi masraflarından çok daha ucuzdur ve hasta olmayan bireylere tedavi satılamaz. Oysa kapitalizm sağlığın ticari bir alan olarak kullanılmasından beslenmektedir. Bu yüzden yatırımını önleyici sağlık hizmetlerine değil tedaviye yapar.

Küba’da devrimden sonra bütün kurum ve kuruluşların olduğu gibi özel sağlık kurumları da kamulaştırıldı, ülkenin bütün kaynakları devletin denetimine alındı, sosyal sigorta programları toplumsal eşitlik çerçevesinde düzenlendi ve tek bir çatıda toplandı.

1963 yılında tamamlanan Küba’nın sağlık sisteminin temeli olan “Bölgeselleştirme” sistemine geçildi14http://bilimveaydinlanma.org/kubanin-saglikta-neden-ve-nasil-basarli-oldu/. Eşitlik ilkesi göz önünde bulundurularak ülkenin sağlık kaynaklarının nüfus ve ihtiyaçlar doğrultusunda bütün yurttaşlara ulaştırılması hedeflendi. Bu sistem sayesinde taşradaki halkın ancak şehirlerde olan sağlık hizmetine ulaşmak için çok miktarda para ve zaman harcama zorluğu son buldu, sağlık hizmeti ülkenin en ücra köşelerine tamamen ücretsiz bir şekilde ulaştırıldı.

1970 yılına kadarki süre Küba’da sağlık devriminin birinci dönemi olarak ele alınır. 1974 yılına kadarki süre ise ikinci dönemdir ve poliklinikler dönemidir. Bu dönemde ilçelerde içerisinde birçok daldan uzman hekimin görev yaptığı 1. basamak sağlık hizmetleri verilen poliklinikler açıldı ve bu polikliniklerin temel amacı hem koruyucu hem tedavi edici sağlık hizmetlerini bireyi sosyal, kültürel, klinik ve çevresel boyutlarıyla bir bütünlük içinde ele alarak sunmaktı. 1974-84 arasındaki dönem üçüncü dönemdir ve toplum sağlığı dönemi olarak isimlendirilir. Bu dönemde halk sağlığı hizmetleri genişletildi, nüfusun tamamını kapsayacak şekilde hizmet verilmesi hedeflendi. 1984 yılından itibaren Fidel Castro’nun önerisiyle ise son dönem olan aile hekimliği dönemi başladı16İlker Belek, “Küba’da Sağlık ve Sağlık Sistemi” Toplum ve Hekim, Cilt: 18, Sayı: 1, Ocak – Şubat 2003.. Günümüze kadar devam eden bu sistemin merkezinde aile hekimleri yer aldı. Temel sorumluluk polikliniklerden aile hekimlerine geçti. Amaç sağlık sistemini daha akılcı ve kamu gereksinimleriyle daha uyumlu kılmaktı. Sonuç olarak Küba’nın sağlık sistemi sağlık hizmetleri ve nüfus açısından tam kapsayıcı hale geldi. Bütün sağlık hizmetleri tamamen parasız oldu. Küba’da doğuşta beklenen yaşam süresi 20. yüzyılın başlarında 40 yaş iken 2005 yılında 77 yılın üzerine çıkmıştır, 2016 ‘da ise yaklaşık 80 yıldır14http://bilimveaydinlanma.org/kubanin-saglikta-neden-ve-nasil-basarli-oldu/.

Küba biyoteknoloji ve genetik mühendisliği alanlarında da çok ilerledi. Bu çalışmaları 1986’da Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji Merkezi’nin açılmasıyla başladı. Bugün Batı Havana Bilim Bölgesi olarak bilinen alanda gelişkin bir teknoloji kompleksi yaratılmıştır. Burada 50 kadar araştırma merkezinde 7000’i bilim insanı olmak üzere toplam 12 bin kişi çalışmaktadır. Biyoteknoloji sektöründe toplam 32 işletme, 78 üretim kurumu ve 22 bin çalışan vardır. Sektörün en önemli araştırma kurumu BioCubaFarma şimdiye kadar 1099 ürün üretmiştir. Bunların %65’i ülkenin temel ilaç olarak kabul ettiği sınıftadır. 37 biyoteknoloji ürününü ihraç etmektedir. Merkez şimdiye kadar 12 aşı, 40’tan fazla biyofarmakolojik ürün ve 30’dan fazla hastalığın erken tanısında kullanılan tıbbi ürün üretmektedir .Küba anneden bebeğine HIV ve Sifilis geçişini önleyen ilk ülkedir. Dünyada hipertansiyon tedavi ve kontrolünün en yüksek olduğu ülkedir14http://bilimveaydinlanma.org/kubanin-saglikta-neden-ve-nasil-basarli-oldu/.

Küba sosyalizm sayesinde kendi yurttaşları arasında hiçbir ayrım yapmadığı gibi bütün insanlığa ulaşmayı hedefler çünkü sağlık hakkı doğuştan ve evrenseldir. Yukarıda da bahsettiğim gibi kapitalizmin yaşama engel koyduğu birçok alana Küba el uzatmıştır çünkü sosyalizmde sağlık ticari bir mal değildir.

Kübalı hekimler 57 yıldır uluslararası dayanışma örneği sergilemiştir. 86 ülkede toplam;

*1.9 milyardan fazla vakaya bakmış,

*50 milyon doktor bu kapsamda hizmet vermiş,

*14 milyon cerrahi operasyon yapmış,

*4 milyon doğum yaptırmış,

*14 milyon doz aşı yapmıştır17https://kaosenlared.net/el-coronavirus-y-la-grandeza-de-cuba/.

Bu günlere baktığımızda ise tanılanmış Koronavirüs vakası bulunan 38 ülkede Kübalı hekimler gönüllü hizmet vermektedir çünkü Küba’da bütün yurttaşların sağlık hizmeti ihtiyacını karşılayacak ve dünyayla dayanışma halinde çalışabilecek sayıda nitelikli hekim yetişmektedir18https://diariodecuba.com/etiquetas/medicos-cubanos.html. Küba sadece İtalya’ya hekim ve hemşirelerden oluşan 52 kişilik bir sağlık ekibi göndermiştir19https://tr.euronews.com/2020/03/23/video-kubal-doktorlar-koronavirusle-mucadelesine-destek-olmak-icin-italya-da. Küba, Karayipler’de mahsur kalan ve içinde Koronavirüs’le enfekte yolcular bulunması nedeniyle bölgedeki hiçbir ülkenin kabul etmediği 682 yolcu ve 381 mürettebat taşıyan İngiliz gemisini tedavi amacıyla kabul etmiştir20https://www.birgun.net/haber/koronavirusu-kapmis-yolcularin-bulundugu-gemiyi-kuba-kabul-etti-292011. Yüksek gelirli ülkeler bugün Koronavirüs’le enfekte yurttaşları için dahi hastanelerde yer bulamazken Küba’nın bu daveti, ülkedeki sağlık sisteminin ne denli gelişmiş ve insan odaklı olduğunu göstermektedir.

Tıbbi ürünlerini ithal etmeyip kendi laboratuarlarında, BioCubaFarma’da üreten Küba, stoklarında Koronavirüs tedavisinde denenen ve yoğun olarak kullanılan interferon alfa dahil 22 ilacın enfekte olan herkesi tedavi edebilecek miktarda mevcut olduğunu ve talep edilen her yere gönderileceğini duyurmuştur21https://www.evrensel.net/haber/399607/kuba-ve-avustralyadan-koronavirus-ilacina- dair-umut-verici-haberler Küba’yla eşit gelirdeki, hatta geliri Küba’dan yüksek birçok ülkeye baktığımızda bu ilaçları kendilerine yetebilecek kadar bile üretemediklerini görüyoruz. Öte yandan Amerika’da ise  COVID-19 tedavisinin ortalama maliyeti komplikasyonları olmayan bir hasta için 9.763 $ olduğu tahmin edilmiş üstelik sigortasız bir hastanın COVID-19 tedavisi 34.927,43 $ tutmuştur22https://time.com/5806312/coronavirus-treatment-cost/. Bu yüksek meblağların sebebi Amerika’nın parçalanmış sağlık sisteminden kaynaklanan  sigorta kapsamı farklılıkları ve ödenilen vergi miktarına göre sağlık hizmeti veriliyor olmasıdır.

Bütün bunlardan sonra diyoriz ki: Sosyalizm yaşatır, sosyalizm sağlıklı yaşatır!

Notlar:

[1] http://ahmetsaltik.net/arsiv/2014/11/SAGLIK_DUZEYI_OLCUTLERI2.pdf

[2] https://m.bianet.org/bianet/saglik/162048-bebek-olum-hizi-ve-turkiye-nin-saglik-performansi

[3] https://www.unicef.org/spanish/infobycountry/cuba_statistics.html#0

[4] https://tr.wikipedia.org/wiki/Bebek_%C3%B6l%C3%BCm_h%C4%B1z%C4%B1na_g%C3%B6re_%C3%BClkeler_listesi

[5] https://tr.wikipedia.org/wiki/Ki%C5%9Fi_ba%C5%9F%C4%B1na_nominal_GSY%C4%B0H_de%C4%9Ferlerine_g%C3%B6re_%C3%BClkeler_listesi

[6] Hatice Aygar ve Selma Metintaş, “Bir Kalkınma Göstergesi Olarak Anne Ölümleri”, Eskişehir Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Halk Sağlığı Dergisi. 2018; 3(3): 63-70.

[7] https://haber.sol.org.tr/dunya/kubanin-saglik-karnesi-2017-istatistikleri-yayimlandi-234352

https://www.who.int/gho/maternal_health/countries/cub.pdf?ua=1

[8] https://www.cdc.gov/reproductivehealth/maternal-mortality/pregnancy-mortality-surveillance-system.htm

https://www.vox.com/2020/1/30/21113782/pregnancy-deaths-us-maternal-mortality-rate

[9] https://www.statista.com/statistics/185860/number-of-all-hospital-beds-in-the-us-since-2001/

[10] https://data.worldbank.org/indicator/SH.MED.BEDS.ZS

[11] https://www.nationmaster.com/country-info/stats/Health/Physicians/Per-1,000-people#2000

[12] https://data.worldbank.org/indicator/SH.MED.PHYS.ZS?view=map

[13] https://mediccreview.medicc.org/articles/mr_56.pdf

[14] http://bilimveaydinlanma.org/kubanin-saglikta-neden-ve-nasil-basarli-oldu/

[15] https://www.cdc.gov/nchs/fastats/immunize.htm

[16] İlker Belek, “Küba’da Sağlık ve Sağlık Sistemi” Toplum ve Hekim, Cilt: 18, Sayı: 1, Ocak – Şubat 2003.

[17] https://kaosenlared.net/el-coronavirus-y-la-grandeza-de-cuba/

[18] https://diariodecuba.com/etiquetas/medicos-cubanos.html

[19] https://tr.euronews.com/2020/03/23/video-kubal-doktorlar-koronavirusle-mucadelesine-destek-olmak-icin-italya-da

[20] https://www.birgun.net/haber/koronavirusu-kapmis-yolcularin-bulundugu-gemiyi-kuba-kabul-etti-292011

[21] https://www.evrensel.net/haber/399607/kuba-ve-avustralyadan-koronavirus-ilacina- dair-umut-verici-haberler

[22] https://time.com/5806312/coronavirus-treatment-cost/

Döviz ile destek olmak için Patreon üzerinden bağış yapabilirsiniz.
Türk Lirasıyla destek olmak için Kreosus üzerinden bağış yapabilirsiniz.
Devrim dergisini dijital ya da basılı olarak edinmek, abone olmak için Shopier’daki mağazamıza göz atabilirsiniz.