Ülkede ilk vakanın açıklanmasının ardından salgının hız kazanması tam da geçen yıl 8 Mart dönemine rastlamıştı. Bir önceki 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nden bu yana AKP’nin saldırıları, topluma dayatılan dinci-gericilik, pek çok kadını hayattan koparan şiddet ve cezasızlık düşünüldüğünde kadın düşmanlarının pandemiyi bulunmaz bir fırsat olarak değerlendirdiği açık. Son birkaç günde yaşananlar; Reyhan Korkmaz, Hanım Pınarlı, Nuran Koçer ve Fatma K.’nin katledilmesi, 8 Mart eylemlerinde LGBTİ+ yurttaşların hukuksuz ve dayanaksız şekilde gözaltına alınması bile başlı başına kadınların bir yandan pandemiyle mücadele ederken bir yandan da kendilerine yaşam hakkı tanımayanlarla yaşamın her alanında mücadele etmek zorunda kaldığının göstergesi.

Salgın boyunca kadınlar bir yandan bu saldırılarla mücadele ederken bir yandan da tüm emekçilerle birlikte yoksuluk, işsizlik, artan ve belirsizleşen mesai saatleriyle boğuştu. Mevcut kriz ortamında iktidar açısından zaten çözümsüz hale gelmiş olan ekonomik gündemler pandeminin bardaktaki son damlayı da taşırmasıyla ülkenin pek çok yerindeki emekçilerin ardı ardına grev ve direnişler örgütlemesine yol açtı, kadın emekçiler bu direnişlerin ön saflarından hiç eksik olmadı. Alın terini patronların kâr hırsına kurban vermemek için direnen pek çok kadın 8 Mart’ı da direniş ve grev alanlarında karşılıyor. Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde direnişe devam eden kadın emekçilerle dayanışmaya bir katkısı olması ümidiyle bu yazıda COVID-19 salgının kadın emekçiler bakımından etkisine dair kimi başlıkları salgın dönemi boyunca yayımlanmış olan çeşitli araştırmalardan derlediğimiz verilerle ele alacağız.

Salgın Kadın İstihdamını Azaltıyor

Tüm dünyada işçilerin işi, geliri ve sağlığı üzerinde büyük tahribat yaratan COVID-19 pandemisi, Türkiye işçi sınıfına da zarar vermeyi sürdürüyor. Kriz dönemlerinin önce kadın istihdamına yansıyan sonuçlar yaratacağını tahmin etmek zor değil ancak COVID-19 salgının kadın emekçileri daha orantısız şekilde etkilediğine dair oldukça net veriler var.

DİSK-AR’ın 7 Mart 2021 tarihinde yayınlamış olduğu COVID-19 Döneminde Kadın İş Gücünün Görünümü Raporu’na göre kadınlar işgücü piyasasından erkeklere nazaran çok daha hızlı bir şekilde çekilmek zorunda kaldı. COVID-19 etkisiyle geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 40’ın üzerine çıktı. Kadın istihdam oranı yüzde 26’ya geriledi. Kadın emekçiler erkek işçilere göre salgının yıkıcı etkilerine daha fazla maruz kaldı örneğin kadınların yarısından fazlasının çalışma süreleri azaldı, yüzde 42’si ücret kaybı yaşadı ve çalışma biçimleri (uzaktan, dönüşümlü, esnek, kısa çalışma vb.) erkeklere göre çok daha fazla değişti.1http://arastirma.disk.org.tr/wp-content/uploads/2021/03/8-MART-2021-Kad%C4%B1n-%C4%B0%C5%9Fg%C3%BCc%C3%BCn%C3%BCn-Durumu-Raporu.pdf

Halihazırda düşük olan kadın istihdamı salgın döneminde daha da azaldı. TÜİK’ten alınan verilere göre Kasım 2019 döneminde yüzde 45,6 olan toplam istihdam oranı Kasım 2020’de 2,7 puan azalarak yüzde 42,9’a geriledi. Kasım 2019’da yüzde 63,3 olan erkek istihdam oranı son bir yılda 3,1 puan azalarak yüzde 60,2 oldu. Kadın istihdam oranı ise COVID-19 salgınından bu yana 2,3 puan azalışla 28,3’ten yüzde 26’ya düştü Böylece Kasım 2020 döneminde her dört kadından yalnızca biri istihdam edildi.1http://arastirma.disk.org.tr/wp-content/uploads/2021/03/8-MART-2021-Kad%C4%B1n-%C4%B0%C5%9Fg%C3%BCc%C3%BCn%C3%BCn-Durumu-Raporu.pdf

Pek çok kadın çalışmak istediği halde iş bulamadı ve bu da kadın emekçilerin gelecek kaygılarını derinleştirdi. Yine DİSK’in 7 Mart 2021 tarihli raporuna göre iş bulma umudunu yitirmiş kadın işsizlerin sayısında COVID-19 etkisiyle ciddi yükseliş yaşandı. Kasım 2019’da 418 bin olan ümitsiz erkek işsizlerin sayısı bir yılda 451 bin kişi artarak Kasım 2020 döneminde 869 bin kişi oldu. Kasım 2019’da 297 bin olan ümitsiz kadın işsizlerin sayısı ise son bir yılda 508 bin kişi artarak 805 bine yükseldi. Bu yükseliş, COVID-19 salgınında hanede yaşanan gelir azalışıyla birlikte kadınların iş bulduklarında çalışabileceklerinin göstergesi olabilir. Ümitsiz erkek işsizlerin sayısı son bir yılda yüzde 108 artmışken kadınlarda bu oran yüzde 171 olarak gerçekleşti.

Bir bütün olarak emekçilerin “işsizlikle” terbiye edilmesi sonucunda esnek, güvencesiz, sendikasız ve salgın döneminde hayatını riske atarak çalışmak kadın emekçiler bakımından kural haline getirildi. Kadın emeğinin yoğunlaştığı sağlık, eğitim, gıda gibi sektörlerde çalışma koşulları ağırlaştı. Örneğin gıda sektöründe tam da bugünlerde “Elinize Sağlık” sloganlı bir reklam filmiyle utanmadan 8 Mart mesajı veren Dardanel’in fabrikayı adeta bir toplama kampına çevirerek pek çoğu kadın olan emekçileri 14 gün boyunca karantinaya aldığını, sırf üretim durmasın diye kapalı devre çalışma sistemine geçtiğini hepimiz hatırlıyoruz.2https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/dardanelin-fabrikasinda-14-gunluk-karantina-karari-5955317/

Evden Çalışma: Uzaktan Sömürü

Salgının başından itibaren kimi iş yerlerinin uygulamaya başladığı evden çalışma pek çok kişiye başta en iyi çalışma biçimi gibi görünmüştü. Salgın ilerleyip mesai saatleriyle boş zaman arasındaki sınır emekçilerin özgürlükleri aleyhine silikleşirken evden çalışmanın pek de emekçi dostu bir uygulama olmadığı açığa çıktı.

Yukarıda tartıştığımız üzere salgın boyunca kadınların çalışma biçimi erkeklere nazaran daha büyük oranda değiştiğinden özellikle genç-beyaz yakalı kadın emekçilerin yoğunlaştığı sektörlerde uygulanan uzaktan çalışma kadın emekçileri gece yarılarına kadar süren online toplantılar, vakitli vakitsiz gelen telefonlar ve daha pek çok biçim altında uzun, belirsiz saatler boyunca karşılığı ödenmeksizin fazla çalışma yapmaya mahkum etti. Bu yetmezmiş gibi patronlar yemek, ulaşım, elektrik, ısınma, internet bedeli vb pek çok maliyet kaleminden kurtuldu; çoğu işyerinde işçiye salt çıplak ücret ödendi ve aslında emekçilerin ücretinden çalındı. Mevcut İş Hukuku Mevzuatı çalışmanın “iş yerinde” yapılmasına göre tasarlanmış olduğundan işverenler iş sağlığı ve güvenliği noktasında da kimi yükümlülüklerden kurtulmuş oldu. Uzaktan çalışma patronlar açısından o kadar karlıydı ki, dünyanın pek çok yerinde ve ülkemizde uzaktan çalışmanın kalıcılaşmasının yolları aranmaya başlandı.

Evlerde toplumsal cinsiyet rolleri gereği ev işleri, bakım işleri vb. pek çok işi tek başlarına üstlenmesi beklenen ve aslında, mesai dışı zamanlarda da boş kalamayan pek çok kadın emekçi evden çalışma sebebiyle sosyalleşemediğini ve psikolojilerinin bundan olumsuz etkilendiğini vurguluyor. Evden çalışan bir emekçi olan Yıldız Güralp’in ““Ofis benim için bir sosyalleşme alanıydı. Orada anne veya eş olarak değil kendim olarak vardım. Bir kahve içip sohbet edebiliyordum. Şu anda hepsinden uzak kaldım. Param olunca ilk işim psikolojik destek almak olacak” sözleri evden çalışmanın özellikle kadın emekçiler açısından yalnızlaşmaya ve psikolojik bir yıpranmaya da sebep olduğunu açıkça gözler önüne seriyor.3Evden çalışan başka emekçilerin deneyimlerini okumak için: https://medyascope.tv/2021/01/27/evden-calisanlar-anlatiyor-whatsapp-konusmalari-zoom-toplantilari-belirsiz-mesai-psikolojik-eziyet/

Ev İçi İş Yükü Artıyor

Kadın emeği açısından pandeminin en belirgin ekonomik etkilerinden biri de okulların kapatılması, evin dışından hizmet alımının büyük ölçüde azalması, evde hastalanan ve bakıma muhtaç birinin bulunma riskinin artmasıyla birlikte ev içi iş yükünün dayanılmaz ve yıpratıcı boyutlara yükselmesi oldu. Ev içi iş yükündeki artışın yanı sıra, ev içinden ya da iş yerlerinde ücretli çalışmaya devam eden kadınların toplam (ücretli + ücretsiz) çalışma saatleri ise sürdürülemez boyutlara ulaştı. İşten atılmalar, ücretsiz izin ya da ücretlerin tam ödenmemesi gibi nedenlerle düşen hane geliri nedeniyle satın alınamayan mal ve hizmetleri telafi etmenin yükü de büyük oranda kadınların omuzlarına yüklendi.4http://www.keig.org/korona-salgininin-yarattigi-kriz-kadin-emegi-acisindan-ne-ifade-ediyor/ Hükümetin ekonomik kalkan adı altında açıklanan önlem paketlerinde emekçiler lehine hiçbir düzenlemeye yer verilmediği gibi ev içi iş yükünü hafifletmeye yönelik bir önlem de alınmadı.

Sonuç Yerine

Kadınlar bu 8 Mart’ı pandemi gölgesinde, öncekilerden biraz daha farklı da olsa üniversitede, okullarda, sokakta, mahallede ve iş yerlerinde mücadele ederek karşıladı. AKP neredeyse 20 yıla yaklaşan iktidarının hiçbir uğrağında kadınlara baş eğdiremedi ve bu yüzden pandemi döneminde de eşi görülmemiş bir saldırganlıkla kadınları hedef almaya devam ediyor.

Her 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde meydanları, sokakları dolduran kadınlar kazanımlarına sahip çıkıyor ancak her geçen gün bir başka kadının aramızdan koparılmasının, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin yaşamın her alanında kadınların hak ve özgürlüklerini bir bir budamasının önüne geçilemiyor. Mevcut ülke gerçekliği kadınlar için hiçbir şey vadetmezken gerçekten eşit ve özgür bir ülkenin kurulması için örgütlü, uzun erimli bir mücadeleyle kıran kırana bir kavga verilmesi gerektiği ortada.

Haklarına ve hayatlarına sahip çıkan; kimsenin baş eğdirmeyi başaramadığı kadınların bugün coşkuyla, umutla, cesaretle dolduracağı tüm sokaklar 8 Mart’tan sonra da hep eşitlik ve özgürlüğe çıksın diye girdiğimiz bu büyük kavgayı en çok da kadınların kazanması ümidiyle, yaşasın 8 Mart!

Devrim Hareketi’nin başlatmış olduğu “Sağlıklı Bir Türkiye İçin” kampanyasının imza metnine bağlantıdan ulaşabilir, imza vererek kampanyaya destek olabilirsiniz: https://devri.me/imzaver

Notlar:

[1] http://arastirma.disk.org.tr/wp-content/uploads/2021/03/8-MART-2021-Kad%C4%B1n-%C4%B0%C5%9Fg%C3%BCc%C3%BCn%C3%BCn-Durumu-Raporu.pdf

[2] https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/dardanelin-fabrikasinda-14-gunluk-karantina-karari-5955317/

[3] Evden çalışan başka emekçilerin deneyimlerini okumak için: https://medyascope.tv/2021/01/27/evden-calisanlar-anlatiyor-whatsapp-konusmalari-zoom-toplantilari-belirsiz-mesai-psikolojik-eziyet/

[4] http://www.keig.org/korona-salgininin-yarattigi-kriz-kadin-emegi-acisindan-ne-ifade-ediyor/

Döviz ile destek olmak için Patreon üzerinden bağış yapabilirsiniz.
Türk Lirasıyla destek olmak için Kreosus üzerinden bağış yapabilirsiniz.
Devrim dergisini dijital ya da basılı olarak edinmek, abone olmak için Shopier’daki mağazamıza göz atabilirsiniz.
Leyla Gülhan
Author