Neredeyse her yeni güne bir cemaat hocasının, bir tarikat liderinin ya da Diyanet’e bağlı bir imamın sözleriyle başlıyoruz. Bir gün İsmailağa Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen FM TV’de programa çıkan bir imam müziğin zinayı çağrıştırdığını, müzik çalınca insanların ayaklarıyla ritim tuttuğunu belirterek ‘yasaklanması gerekir, caiz değildir’ vaazı veriyor ve “Müzik ve müzik aletleri şeytanidir, insanları zinaya çağırır. Bir insan müzik dinlemeye başladığında sağ omzuna bir şeytan, sol omzuna bir şeytan gelir” diyor.1https://tele1.com.tr/yobaz-imamlar-isbasinda-muzik-zinayi-cagristirirmis-689159/ Bir başka gün yine İsmailağa Cemaati’nden takkeli, cübbeli Ali Parlak isimli birisi sosyal medyada paylaştığı videoda “Cumhur İttifakı’na destek vermeye devam edeceğiz ama AKP’li belediye başkanları sahneye kadın sanatçı çıkarmasın, şarkı türkü söyletmesin. Allah-u Teala başımıza bela gönderiyor” ifadelerini kullanıyor.2https://tele1.com.tr/tarikatlar-rahatsiz-akpli-belediyeler-kadin-sanatci-cikarmasin-689968/
Enstrüman satışından, kadın sanatçıların sahne almasına kadar karışıyor gericiler. Yobaza her şey serbest olunca, devletin kurumu Diyanet’te görevli bir imam çocuk istismarını dahi meşrulaştırabilecek cesareti kendisinde bulabiliyor. Şanlıurfa Mevlana Halid Camii İmamı Mehmet Şükrü Dörtbudak, “Çocuğun kolu, göğsü, her tarafı açık. Ondan sonra pedofili suçtur. Pedofiliyi sen körüklüyorsun” sözleriyle çocuğun cinsel istismarını sadece savunmakla yetinmeyerek istismarı teşvik ediyor. Hatta istismar mağduru çocukları suçluyor.3https://www.birgun.net/haber/cami-imami-pedofiliyi-savundu-400766
Cemaat ve tarikat üyelerinin akıl dışı söylemleri ve gerici istekleri devam ederken İsmailağa Cemaati’nin kovulan üyesi4https://t24.com.tr/haber/bakan-bekir-bozdag-ve-suleyman-soylu-yu-ziyaret-eden-adem-sener-2015-yilinda-ismailaga-cemaati-nden-kovulmus,1056055 ve Eskişehir Anadolu Fest’in iptal edilmesinin ardından “Osmanlı’nın ilk kuruluş merkezlerinden olan Eskişehir’in o topraklarında, manevi değerlerimizin malum azgınlıklarla ve ahlaksızlıklarla yok sayılmasına izin vermeyen valimiz Erol Ayyıldız’a Allah için teşekkürlerimi sunar, kendisinin destekçisi ve duacısı olduğumu bildiririm” paylaşımını yapan Adem Şener ile Mehmet Talu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı ardından da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu makamlarında ziyaret ediyor.5https://t24.com.tr/haber/ismailaga-cemaatinden-icisleri-ve-adalet-bakanlari-makamlarina-ziyaret,1055709
Hatırlayalım İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, festival ve konser yasaklarını “Festival adı altında bir dizi sahtekârın gayrikanuni olarak yapmak istediği hiçbir organizasyona devlet izin vermez” sözleriyle savunmuştu.
***
Tezgah kurulmuş. AKP iklimi yaratıyor. Bir avuç yobaz talep ediyor. AKP de taleplerini yerine getiriyor.
***
Bir süredir yobazların hedefinde olan şarkıcı Gülşen, gerici bir kampanya sonucu tutuklandı ve 2 gün sonra da ev hapsine alındı. Diyanet-Sen Çorum Şube Başkanı İsmail Şanal’ın, “Aleyna Tilki’nin konseri iptal edilsin” paylaşımı ve İsmailağa Cemaati’nin ‘kadınlar sahneye çıkmasın’ çağrısı sonrası Tilki’nin konseri iptal edildi.6https://haber.sol.org.tr/haber/aleyna-tilkinin-de-konseri-iptal-edildi-yaratilan-baskiya-cok-uzuluyorum-347242 Yine gericiler istedi, AKP verdi.
Öte yandan “Bu kadının katli vaciptir” paylaşımı ile alenen bir insanı ölümle, katletmekle tehdit eden siyasetçilere; sağlıkta şiddete karşı iş bırakan sağlık emekçilerini camide Cuma hutbesinde açıkça hedef göstererek “Öldürmez misin sen? Dövmez misin? Sövmez misin?” diye tehditte bulunan imama7https://www.gazeteduvar.com.tr/imam-is-birakan-doktorlari-hedef-gosterdi-sen-olsan-oldurmez-misin-haber-1572636, her gün bir başka yolsuzluklarının gözler önüne serildiği AKP’li vekillere ise hiçbir işlem yapılmıyor. Yani AKP gerici unsurlara dokunulmazlık sağlıyor, ihtiyaç duyduğu iklimi yaratıyor.
***
Laiklik zaten devlet katından tasfiye edilmişti. Şimdi topluma saldırmak için cemaatler ve tarikatlar göreve çağırılıyorlar. Hedefleri toplumu esir almak, ileri olan ne varsa yok etmek. İktidar ancak bu sayede yola devam edebileceğinin farkında. Elbette tarikatlar ve cemaatler de AKP’nin kendilerine mecbur olduğunu biliyorlar. Ne isterlerse verileceğini de…
***
Yalnızlaştırılan ve yoksullaştırılan emekçiler hakkını aramasın, isyan etmesin diye cemaatlere itiliyorlar. Gençler ülkenin nasıl ileri gideceğini düşünemesin diye tarikat yurtlarında hapsediliyorlar. Kadınlar laikliğin ve eşitliğin kurtuluş olduğunu göremesin, kendi kadınlığından utansın diye her gün aşağılanıyorlar. Hepsi AKP iktidarının bekası için. Ama yetmiyor. İktidar, tarikat ve cemaatlerin yuvalandığı ve laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline gelmiş Diyanet İşleri Başkanlığı’nın il müftülerine talimat veriyor: “Seçime 9 ay kaldı. Herkes sahaya insin, çalışma yapsın”.
Tarikatlara ne isteniyorsa, hatta belki de fazlası veriliyor. MEB’de görevli olan personellerin eğitimi için doğrudan cemaatleri ve tarikatları görevlendiriyor.8https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/milli-egitim-bakanligi-egitimcinin-egitimi-gorevini-vakif-ve-derneklere-birakiyor-1915114 Öğrencileri KYK yurtları yerine çocukların istismar edildiği Ensar Vakfı’na yönlendiriyor, Sağlık Bakanlığı’nı ve sağlık sistemini Nakşibendi tarikatına emanet ediyor9https://www.odatv4.com/guncel/yeni-bakan-yeni-tarikat-11071855-142454. Kamu kuruluşlarının farklı cemaatler arasında pay edildiği sır değil.
***
AKP’nin Gülen Cemaati ile yaşadıkları ister istemez akla geliyor. İki gerici ortağın iktidar savaşının henüz kızıştığı 2014 yılında dönemin AKP Genel Başkanı Erdoğan, Fethullah Gülen’in taleplerinin karşılandığını şu sözlerle itiraf etmişti: “Okullar için yer istedi, verdik. Uluslararası camiada davet ettiler, devlet hükümet başkanlarına bunları refere ettik. Olimpiyat dediler, her türlü desteği verdik. Ne nankörlük bu ya? Ne istediniz de vermedik, ne istediniz de alamadınız?”
Yarın yine birbirlerine düştüklerinde “FETÖ”nün yerini “İTÖ” ya da bir başka tarikat mı alır bilemeyiz. Ancak yaşadıklarımız sayesinde şunu çok iyi biliyoruz: İktidarda gericiler olduğu sürece bir tarikat gitse de bir diğeri hızlıca yerine gelir. Çünkü bu sömürü düzeni kendi kendine sürmüyor. Yobazların ileri olana saldırısına ihtiyaç duyuyor.
İşte bu nedenle sömürüye karşı mücadele ile tarikatlara, cemaatlere; yani din sömürüsüne karşı mücadele arasında kopmaz bir bağ var. Dün memleketin kanını emen Fethullahçılar ile savaşırken bugün de farklı isimlerde ama aynı cisimde olan tüm tarikat ve cemaatlere karşı mücadeledeki kararlılıyız. Bu yüzden bugün hava kadar, su kadar ihtiyacımız olan laikliği yeniden kazanacak, İmam Hatip okullarını kapatacak; tarikatları ve cemaatleri de dağıtacağız.
Bu memleket bizim. Bir avuç yobaza bırakmaya niyetimiz yok.
Notlar:
[1] https://tele1.com.tr/yobaz-imamlar-isbasinda-muzik-zinayi-cagristirirmis-689159/
[2] https://tele1.com.tr/tarikatlar-rahatsiz-akpli-belediyeler-kadin-sanatci-cikarmasin-689968/
[3] https://www.birgun.net/haber/cami-imami-pedofiliyi-savundu-400766
[9] https://www.odatv4.com/guncel/yeni-bakan-yeni-tarikat-11071855-142454