AKP Genel Başkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı’nın türban çıkışından aldığı cesaretle aileyi de içerecek biçimde bir Anayasa değişikliği önereceklerini söylemişti. Aileyi koruyacağı iddia edilen değişiklik için çeşitli muhalefet partileri ziyaret edildi bile.
AKP “huzurlu” bir aileden söz ediyor ancak konu insanların evlerinin içi ve en yakınları ile ilişkileri olunca huzuru asıl kaçıranın ülkenin genel durumu olduğunu biliyoruz. AKP’nin yönettiği Türkiye’de sosyal haklar bir bir gasp edildi. TÜİK’in her yerinden yalan fışkıran verilerine rağmen işsizlik oranı halen oldukça yüksek. Geniş tanımlı işsizliği hesaba kattığımızda birçok evde huzurun kalmamış olması hiç kimseyi şaşırtmaz. Buna iş sahibi olanlarda işini kaybetme korkusunu, yüksek enflasyonun altında ezilen ev ekonomisini, ağır çalışma şartlarını ve bozuk sağlık sistemini de ekleyelim. Sonuç belli. İster evde, ister sokakta, isterse iş yerinde; bu ülkede huzursuzlukların en büyük kaynaklarından birisi 20 yıldır bu sömürü düzenini idare eden Adalet ve Kalkınma Partisi’dir.
Aslında AKP’nin aileyi korumaktan ve huzurdan bahsederken ev içi sömürüyü ve eşitsizliği derinleştirmeyi kast ettiğini düşünüyoruz. Bu düşünceye ise elbette bugüne kadar iktidar tarafından izlenen pratiğe ve yaratılan ortama bakarak vardık.
Verilerle konuşalım;
Bugün Türkiye’de kadına yönelik şiddet en fazla aile içerisinde yaşanıyor. Kadınlar en fazla evli olduğu erkekten, babasından, abisinden ya da birlikte olduğu partnerinden şiddet görüyor. Medeni durumu yönünden baktığımızda ise en fazla evli kadınların şiddete uğradığını görüyoruz.1https://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/veriler/3003/kadin-cinayetlerini-durduracagiz-platformu-2021-yillik-veri-raporu
Biraz daha açalım:
Evli olan kadınlar en fazla şiddete maruz kalırken kadınlar boşanmış bile olsalar büyük bir kısmı eski eşleri tarafından şiddete maruz kalabiliyor2http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2017-2017-1729. Herhangi bir işte çalışmayan kadınların yüzde 80’inden fazlası şiddete maruz kalırken bir işte çalışan ve şiddete uğrayan kadınların oranı ise yüzde 17,2. Şiddet oranı kadınların gelir seviyesine göre de değişiyor. Gelir seviyesi en altta olan kadınlar en fazla şiddete uğrayanlar olurken gelir seviyesi yüksek olan kadınlar ise çok daha az şiddete uğruyor. AKP’nin lideri kadının çalışmak yerine çocuk bakmaya yönelmesi gerektiğini söylerken evli olan kadınlar ise ekonomik bağımsızlığın şiddeti önlemede en önemli etken olduğunu ifade ediyor.
Çocuk yaşta evlenenler peki?
18 yaşından önce evlenenlerin yüzde 50’si yaşamlarının herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Her 10 kadından üçü, ailelerinden birisinin eğitimine engel olduğunu kaydederken, aileler her 10 kadından birinin çalışmasına da izin vermiyor.3https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-56927855
Yaşanan tüm bu şiddet ortadayken korunamayan kadınlar ise öldürülüyor. Hem de şikayetlere, uzaklaştırma kararlarına rağmen. Gelin yakından bakalım;
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna1https://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/veriler/3003/kadin-cinayetlerini-durduracagiz-platformu-2021-yillik-veri-raporu göre 2021 yılında Türkiye’de 280 kadın cinayeti, 217 de şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. 2021 yılında öldürülen 280 kadının 124’ü evli olduğu, 37’si birlikte olduğu, 24’ü tanıdık, 21’i eskiden evli olduğu, 16’sı akrabası, 13’ü eskiden birlikte olduğu, 13’ü babası, 11’i oğlu, 6’sı kardeşi, 3’ü tanımadığı, 1’i kendisini bir süredir takip eden erkek tarafından öldürüldü. Kadınların yüzde 64’ü yani 178’i evlerinde öldürüldü.
2021 yılında öldürülen kadınların 251’inin koruma kararının olup olmadığı bilinmezken 24 kadının uzaklaştırma veya koruma kararı, 9 kadının polis veya savcılık şikayeti var. Ayrıca öldürülen kadınlardan 30’u ise boşanma aşamasındaydı.
Kadınlar şiddete uğrarken, öldürülürken, çocuk yaşta evlendirilirken ‘aileyi koruyacağız’ diyen AKP kadına karşı şiddeti önlemede en etkin maddelerin yer aldığı, kadınların, çocukların ve şiddet mağduru herkesin neredeyse koruyucu kalkanı niteliği taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nden ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı.
Peki İstanbul Sözleşmesi’nden çıkınca neler oldu? İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından yapılan bir araştırmada4https://www.hrw.org/tr/report/2022/05/26/382014kadınların çok sayıda çıkarttığı uzaklaştırma, gizlilik vb. pek çok karara rağmen faillerin bu kararları ihlal ettiği kayıt altına alındı. Mahkeme kararına uymayan faillere herhangi bir yaptırım uygulanmazken şiddet eylemine iktidar tarafından göz yumuluyor hatta failler bir sonraki şiddet eyleminde bu cezasızlıktan cesaret alıyor.
Ayrıca Türkiye’de Çocuk İstismarı ve Aile İçi Şiddet Araştırması’na göre5https://www.unicef.org/turkiye/media/5221/file/%20T%C3%9CRK%C4%B0YE’DE%20%C3%87OCUK%20%C4%B0ST%C4%B0SMARI%20VE%20A%C4%B0LE%20%C4%B0%C3%87%C4%B0%20%C5%9E%C4%B0DDET%20ARA%C5%9ETIRMASI%20-%20%C3%96zet%20Raporu%202010.pdf çocuklar en fazla evlerinde istismara maruz kalırken istismar faili ise baba olarak karşımıza çıkıyor.
Tüm bu gerçekler ortadayken, İstanbul Sözleşmesi’ni hedef haline getiren Diyanet İşleri Başkanlığı kadını eşine çay getiren kek yapan bir araç olarak görüyor, şiddete uğrayan kadına ‘Eşine uygun dille sebebini sor, Akşam mesela sevdiği şeyleri yaptınız, çayın yanında sakince konuşun. Vurursa tepki vermeyin, oradan uzaklaşın.’ telkinini veren, ‘Peki, polisi aramak gerekir mi?’ diye sorulduğunda ise “Yok, bu tür şeyleri çözersiniz inşallah. Allah’a emanet olun…” yanıtını veriyor.6https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/siddet-goren-kadina-diyanetten-tavsiye-tepki-verme-sabret-uzaklas-5644351/
Diyanet’e “Ailenin korunmasından eğitim politikalarına kadar peş çok konuyu ele alacaksınız. Zira milyonlar sizi sürekli dinlemekte. Onlara yapacağınız çağrı aile kurumunun güçlendirmesinde önemli. Zira milyonlar sizi sürekli dinlemekte. Onlara yapacağınız çağrı aile kurumunun güçlendirmesinde önemli” sözleriyle yetki veren AKP Genel Başkanı Erdoğan ise doktora yapan bir kadına “Kariyeri çocuk yapmak” diyor.7https://www.indyturk.com/node/565816/haber/erdo%C4%9Fandan-ak-partiye-kat%C4%B1lan-%C3%A7elebiye-e%C5%9Finin-kariyeri-%C3%A7ocuk-do%C4%9Furmak-say%C4%B1lar%C4%B1
Peki AKP hangi aileyi korumak istiyor? AKP’nin huzurdan kastettiği ne? Biz söyleyelim:
Kadınların dört duvar arasına hapsedildiği, çocuk doğurduğu, evde tüm bakım yükünü sırtladığı aileyi korumak istiyor. Şiddet gördüğünde kadınların sabrettiği hatta şükrettiği aileyi korumak istiyor. Şiddete karşı sorumluluğu üstünden attığı; yeri geldiğinde kadere yeri geldiğinde şiddet mağduruna yıktığı bir aile istiyor. Çocukların istismara maruz bırakıldığı bir aile istiyor. Erken yaşta çocukların evlendirildiği bir aile istiyor. Kısacası AKP ekonomik olarak bağımsız kadınların, aydın kadınların, ilerici kadınların, emekçi kadınların var olmadığı bir aileyi istiyor.
Tarih boyunca tüm devrim süreçlerinde ilerici rol oynayan kadınlar ise karşı devrim sürecinde de AKP’nin en büyük hedeflerinden biri. Ancak laikliği savunan, özgürlükleri için mücadele eden, eşitlik talebini her alanda yükselten kadınlar AKP’nin ailesinin karşısındaki en büyük ‘engel’.
Notlar:
[2] http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2017-2017-1729
[3] https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-56927855